Beynimizin içinde hiç susmayan biri vardır ve bu kişi bizi hep ‘aşırı düşünceye’ götürür. Bu kişinin söylediği, ağzımızdan çıkan sözlerden çok farklı. Peki, kafamızda kurduğumuz bu sohbetin muhatabı kim? Kiminle ve nasıl konuşacağız? Detaylar içeriğimizde… ? ?
Kaynak:https://www.sciencefocus.com/science/…
Daha önce sık sık kendinizi kafanızın içinde biriyle konuşurken bulmuşsunuzdur.
Hatta muhtemelen o ses hiç susmuyor ve defalarca hüzünlendiriyor insanı. Veya belki de size öğüt veriyor ve size ilham veriyor.
Kafamızın içindeki bu konuşmaya ‘iç monolog’ denir.
Bu monologlardan en yaygın olanları şunlardır:
-
Bir kalabalığa hitap ederken kendi kendinize söyledikleriniz
-
Yapılacak şeyleri listelerken verdiğiniz hatırlatıcı komutlar
-
Bir sorunu çözmeye çalışırken hesaplaşmalar
-
Kafanızda dönüp duran müzik sözleri, dizi/film replikleri, bir podcast’te duyduğunuz veya bir kitapta okuduğunuz çok önemli cümlelerdir.
Bu iç monologlar, ‘açık’ konuşma gibi bazı süreçleri içerir.
Broca ve Wernicke alanları gibi dilin beyinle temas eden alanlarını destekler/güçlendirir. Hatta gırtlaktaki küçük kas hareketlerine eşlik eder.
Bununla birlikte, açık konuşmayı engelleyen beyin bölgelerinin iç konuşmada/monologda daha büyük bir rol oynaması konusunda da dikkate değer farklılıklar vardır.
İlgili beyin mekanizmaları, en başta neden kafamızın içinde konuştuğumuzla bağlantılı olabilir.
Örneğin, bir kitap okurken dikkat ile ilgili beyin bölgeleri, zihinsel olarak bir yarışa hazırlanırken olduğundan daha aktif olabilir.
