Bilim insanları, yaptıkları çalışmayla 3 bin yıllık bir tuğladan birçok bitki ve canlının DNA’sını çıkarmayı başardı. Şimdi sizleri yaklaşık 3000 yıllık bir hikayeye götüreceğiz!
Kaynak:https://www.iflscience.com/2900-year-…
Bir kil tuğlanın bize neler anlatabileceğini hiç düşündünüz mü? Hemen söyleyelim: Yeni Asur hükümdarı II. Aşurnasirpal’in 2.900 yıl önce inşa ettiği sarayın yapımında yeni bulunan bir tuğla kullanılmıştı.
Üstelik tuğlanın üzerinde ‘Aşurnasirpal, Asur hükümdarının sarayının mülkü’ yazılarak kralın mülkiyet bilgileri bile yer alıyor. o yazıyor.
Tuğlanın keşfedildiği yer Irak’ın Kalhu şehri olarak bilinen Nemrud Antik Kenti’dir.
İlginç olan ise bu tuğlada antik çağlardan kalma DNA keşfedildi!
Bu keşif bilim adamlarını şok etti.
Antik çağda tuğla, çamur, saman ve bazen de hayvan dışkısıyla hazırlanıp güneşte kurutulurdu.
Bu işlem içerideki genetik materyalin korunmasını sağladı. Ateşle temas etmeyen kildeki DNA zamanın ötesinden günümüze ulaşmayı başarmıştır.
Tuğla şu anda Danimarka Ulusal Müzesi’nde sergileniyor.
2020 yılında müzede gerçekleştirilen dijitalleştirme projesi sırasında araştırmacılar, binlerce yıldır orada olan ve kirlenmeye karşı korunmuş olabilecek iç çekirdeğinden DNA çıkarmanın mümkün olabileceğini fark etti.
Bilim insanları bu antik tuğladan alınan DNA ile bölgede yetişen 34 farklı bitki türünü tespit edebildiler.
Bu bitkiler arasında turpgiller, funda, defne ve buğday çimi bulunmaktadır. Bu bize Asur’un binlerce yıl önceki doğal yaşamı hakkında muazzam bilgiler veriyor.
Bu tuğlanın keşfi, yalnızca geçmişte hangi bitkilerin büyüdüğünü değil, aynı zamanda antik eserlerin içinde saklı olan diğer sırları da ortaya çıkarma potansiyeline sahip.
Diğer antik kalıntılar da bize hayvan veya böcek DNA’sı hakkında bilgi verebilir. Bu bilgiler günümüz ekosistemlerinin ve canlıların nasıl evrimleştiğine dair kritik ipuçları sunabilir.
Bu araştırma projesi aynı zamanda farklı bilim dallarından uzmanların bir orta noktaya gelerek tarihin derinliklerine nasıl yolculuk yapabileceklerini de gösteriyor.
Geçmişi günümüze taşımayı başaran bilim insanları, bir tuğla sayesinde bizlere tarihle yeniden bağ kurma fırsatını sunuyor.
Makalenin başyazarı Dr. Troels Arbøll’e göre tuğlanın üzerindeki yazı nedeniyle kili belirli bir bölgeyle ve nispeten belirli bir tarihle eşleştirmek mümkün.
Bu, tuğlanın tek bir alanın ve çevresindeki biyolojik çeşitliliğin zaman kapsülü olarak hizmet ettiği anlamına gelir.
Ne düşünüyorsun?
